Moda

Sınırlı Tanımlara Sınırsız Tepki : Cinsiyetsiz Moda

Cinsiyetsiz moda kadın ve erkek kıyafetlerindeki bilinenden bu yana var olan çizgileri kaldırıyor. Sadece kadın ve erkek olarak tanımlanmaya karşı çıkan bu akım unisex giyimin geliştirilmiş bir üst versiyonu diyebiliriz. Sizi bilmem ama biz bu akımın altında yatan düşünceyi çok sevdik.

Moda endüstrisi toplumsal normları yıkmak için son derece elverişli. Özellikle milenyum çağı bireylerinde cinsiyet sadece kadın ve erkek ikilisinden ibaret değil, bundan çok daha fazlası var. Belki de bu, bireylerin dünyaya kendini tanıtma fırsatıdır.

Ne zamandır sadece kadın reyonuna bakıp mağazadan çıkıyorsunuz? Aradığımız formdaki o beyaz tişörtü ya da ekstra oversize istediğimiz sweatshirtü birçoğumuz erkek reyonunda bulmuştur. Peki sizce bu durum karşı cinste bizde olduğu kadar kolay mı? Hiç sanmıyorum.

Madonna 2000 yılında “What It Feels Like For A Girl” şarkısında bu konuya özellikle dikkat çekmiştir. Şarkı, bir kadın erkek gibi giyindiğinde bir sorun olmadığını ancak bir erkeğin kadın gibi giyinmesinin küçültücü görüldüğünden bahsediyor. İşte tam bu noktada cinsiyetsiz modanın önemini vurgulayabiliriz. Geçen 21 yılda büyük bir jenerasyon değişimi var ancak bu yargının tam olarak bittiğini söyleyemeyiz.

Güzel haber şu ki moda bu konuya hep duyarlıydı, her zaman cinsiyete sahip değildi: 18. Yüzyıla kadar olan süreçte insanlar fazlasıyla dantel detayları olan, ipekten, kadifeden süslü kıyafetler giymeyi tercih etti. Erkekler için nakış ve mücevherat şıklık, güç göstergesiydi. Coco Chanel 1910’ larda kadını korseden kurtararak, erkek kumaşlarıyla pantolon dikmiştir. 1960 yıllarda Yves Saint Laurent, smokinin erkek kadar kadına da çok yakışacağını düşünerek ilk kez kadınlar için smokin tasarlamıştır. Son zamanlarda özellikle dikkat çeken moda devi Gucci, İlkbahar-Yaz 2016 erkek sezonunda floral takımları, şifon gömlekleri, fiyonk detaylı yakaları ön plana çıkardı. Markanın yüzü olan Harry Styles’ ı gerek günlük kıyafet tercihinde gerek sahne kostümlerinde sık sık bu looklarla görüyoruz. 

Peki moda endüstrisi bizi neye yönlendiriyor?

Hala var olan tabuları yıkmaya mı? Kolektif bir algıya mı? Cinsiyet eşitliğine mi?

Burada zamansız modadan, akışkan cinsiyetten ya da kabullenişten bahsedebiliriz. Her ne olursa olsun baktığı pencereler birbirinden çok farklı olan bireyleriz. Eğer moda, bu farklı pencereleri bize aralayacaksa biz buna varız. Maskülen giyinen bir kadının son derece güçlü göründüğünü düşünürken daha feminen giyinen bir erkek hakkında birçoğumuz aynı şeyi düşünemiyor. Üstümüze yapışan etiketleri bir kenara bırakalım çünkü değerlendirmelerden, kalıplardan hepimiz yorulduk. Farklı güzelliklerdeki bireyler olarak cinsiyetsiz özgürlüğü keşfedelim!

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.